August 18, 2010

bekleme odası

Teknolojinin gerektirdiği tüpsüz ince bir televizyon, çoğu birbirine yapışık bolca sandalye ve küçük kırmızı LED lambalarından oluşmuş, üzerinde sayılar olan bir ekran, tüm bunlar, hepimizin sık sık karşılaştığı “bekleme odası” görünüşünü oluşturan temel öğelerdir. Bu tespiti dillendirmemin amacı hikâyemizin bundan sonraki kısmında bir bekleme odasından bahsedecek olmamdır. Bir bekleme odası ile ilgili nasıl bir hikâye yazılabiliri sorgulamaktansa, hali hazırda bu isime sahip bir film olması, beni cesaretlendirmiyor değil.
Bu hikâyedeki karakterlerin tamamen gerçek olması tesadüf müdür, değil midir bilemiyorum, aslında tamamen hayali karakterler de olabilirlerdi, bu ayrıntıyı da düşünmeyip, yazıya devam edelim.
Bekleme odamızın en sevimli yanı çoğunlukla çocuklardan oluşmasıdır. Küçük olan çocuklar kimi zaman kendi oyuncaklarıyla kimi zaman da orada bulunan oyuncaklarla, bilgisayarla ya da kendi aralarında sesli, sözlü oyunlar oynarlar, daha büyük olanlar ise genellikle etrafa bakınır ya da yanındakiler ile sohbet ederler. Çocuklar burada hiçbir zaman yalnız olmamışlardır, her zaman kendileri ile birlikte en az bir kişi daha vardır. Bunlar kimi zaman, anne, baba, kardeş gibi birinci dereceden yakınlar ya da teyze, hala, amca, dayı gibi ikinci derece yakınlardan oluşur, çok nadir de olsa, çocuklara, herhangi bir kan bağı bulunmayan aile dostları da eşlik ederdi.
Parlak, ışıl ışıl gözler, gülen eğlenceli yüzler ve sevgi dolu hareketlere sahip olan çocukların aksine, yanında bulunanların sahte gülümsemelerinin, kahkahalarının, esprilerinin arkasında uzun zamandır hiç gülmemiş, hüzün dolu, derinliği oldukça fazla olan gözleri vardır. Birçokları için garip olan şeyler, ortak noktaları sadece bu oda olmayan fakat bu odada bulunan insanlar için alışılagelmiş şeylerdi, bunlara örnek olarak, beyaz bez maske takmış çocukları, güçsüz düştükleri için tekerlekli sandalyede oturan çocukları ya da saçları ve kaşları olmayan kızları verebiliriz. Burada garipsenmeyen bir şey de herkesin birbirine gösterdiği gerçek sevgi ve yakınlıktır, kimi yerlerde yanlış görülen bu “tanınmayan insana yakınlık göstermek” eylemi burada tamamen içten bir şekilde yapılmaktadır.
Herhangi bir bekleme odasında olduğu gibi burada da elimizde sıra numarası yazılı olan küçük bir kâğıt ile ekranı izler dururuz ve sırası gelen çocuk, refakatçisinin uyarısıyla birlikte güle oynaya içerideki odaya doğru yol alırlar. Çıkışta çocuklar halen gülüyorlardır, fakat aileler içerideki olan biteni daha fazla önemsemiş olmalarından dolayı olsa gerek ya gerçekten mutlu ya da kimseye fark edilmemek istenen bir mutsuzlukla bekleme odasına dönerler, kimi zaman ellerinde uzun ince bir ya da daha fazla, içleri koyu kırmızı bir sıvı ile dolu olan kimya tüpleri olur ve biraz az tecrübeli olanları bu tüpler ve diğer elinde bulunan bir yığın kâğıt ile ne yapacağını öğrenmek için etrafındaki tecrübeli insanlarla hararetli bir konuşma içerisine girerler ve sonunda hızlı adımlarla elindekilerden kurtulmak için yola koyulurlar. Tecrübenin gerçek bir kavram olduğunu ve gerçekten işe yaradığını buradan daha iyi öğrenebileceğiniz yer yoktur. Buradaki herkes, oynayan çocuklarını yan yan gözetlerken, yanındaki diğer bir çocuğa refakat eden kişi ile, içerisinde çoğunlukla Latince kelimeler bulunan, birçok şey konuşup, hem kendilerinin tecrübelerini arttırırlar hem de var olan durumu daha iyi analiz ederler. Orada edinilen tecrübe o kadar büyüktür ki kimi zaman birçok eczacıdan ya da doktordan fazla ilâçbilim bilgisi, edinilebilir.
Çocukların sadece gülerken ya da oynarken çıkardıkları kahkahalar yoktur bu salonda, çoğunlukla bir kolunu tutan babasının kucağında oturmuş halde karşısındaki beyaz önlüklü kadının neden kolunu acıttığını anlamayıp bu nedenle ağlayan bir çocuk sesi, onu avutmaya çalışan, bunun içinse bazen şarkı söyleyip bazen de etrafta olmayan kuşları göstermeye çalışan bir ebeveyn sesi ve de bir yandan elindeki dolmuş kimya tüplerini yenisiyle değiştirip bir yandan da çocuğa hikâyeler anlatan beyaz önlüklü kadının sesi yoğun bir gürültü oluşturur bekleme odasında.
Sanılanın aksine basitçe birkaç saat içerisinde bitmez o bekleme odasına bağılık, kimi zaman bir ömür kadar uzundur, çocuklar küçük yaşlarda gelip büyümüş olarak çıkarlar, kimi zaman ise sadece anılarda unutulmayı bekleyerek yaşarlar.
Tahmin edilebileceği gibi, bahsettiğimiz bekleme odası bir çocuk onkoloji polikliniğinin bekleme odasıdır ve orada da çocuklar yaşar.

August 15, 2010

çocuk olmak zor değil,
sallanmak salıncakta,
yalnız oynamak,
koşmak.

sevmek zor,
her yaşta,
birlikte oynamak,

sevilmek.


onur'un isteği idi, yazdım. (dikkat! şiir değildir.)