February 23, 2010

olabiliyormuş ki oldu

Bugün mucizevi bir şey oldu.
Sıradan pazar günü aktivitelerim olan bulaşıktır,çamaşırdır,ev temizliğidir derken akşamı etmiştim.Yemekten sonra yatsı namazımı eda etmek için küçük odaya gittim.Selam verip herzamanki duamı edecekken, -Allah affetsin- birdenbire ruhuma bir ikilik düştü,serzenişte bulunmaya başladım.

"Hey yüce rabbim" dedim."Şükürler olsun aç değilim açıkta değilim.Hastalığım yok,derdim yok.Az biraz huzurlu da sayılırım ama bunlar sıradan bir koyunda,keçide de var.Bu yaşa geldim evin içinde tek başıma kaldım.Hey güzel Allahım ben neden yalnızım ? Neden kendime göre,boyu boyuma uygun,huyu suyu güzel,namazında niyazında bir hatun bulamadım ?

Benim küçük oda otoparka bakıyor.Otoparkında kocaman projektörleri var.Birdenbire odanın içindeki ışığın lümeni değişince onları açtılar sandım,ama değil.Onlar zaten açıkmış.O vakit anladım ki başka bir şeyler oluyor.Sanki akşam değilmiş gibi gökyüzü aydınlanıyor,bulutlar aralanıp sisler dağılıyor,atmosfere bir acayip haller oluyor.

Ben de öyle dalmış,ne oluyor diye perdeleri açık pencereden dışarıya bakarken odanın içinde -Allah affetsin- Agah Hun'unkine benzeyen bir ses duydum : "Ey Yarex kulum şu astığın çamaşırlara bir bak.."

Öyle bir ses ki duyanın tüyleri diken diken olur,eli ayağı zıngırdamaya başlar,dişleri takırdar,o derece.Odanın köşesindeki katlanır telli çamaşırlığa baktım.Aynı ses : "Çorapları gördüm değil mi ?" diye devam etti, "Onlar da senden şikayetçiler."

Şaşırmıştım.Çoraplar neden benden şikayet etsinlerdi ki ? Çok şükür ayakkabılarımı iki gün üst üste giymediğimden kokmazlardı.Bir çorabı bir kez giydiğimde mutlaka yıkadığımdan kendilerine kötü davranıldığını da ileri süremezlerdi.En iyi deterjanları,en iyi yumuşatıcıları kullanıyordum üstelik.Bir çorap daha ne isteyebilirdi ki ?

"Yok,o değil" dedi ses, "onları eşleriyle yan yana asmıyorsun ? Çoraplardan esirgediğini ne diye benden dilersin ?"

Seccadenin üstünde elimde tesbihim öylece kalakalmıştım.Sonra bulutlar kapandı,ışıklar söndü,yine o elektrik dediğimiz cılız şehir ışıklarına mahkum kaldım.Orada öylece epey bir düşündüm.

Sonra kalkıp çamaşır askısının yanına gittim ve çoraplara baktım.Geçekten de hiçbiri -ama tek tek kontrol ettim- eşinin yanında değildi.Hatta aynı tele denk gelmiş çorap bile yoktu neredeyse.Tam eşleriyle yan yana asmak için gerekli düzenlemeleri yapacaktım ki birdebire bunun hayatım için ne büyük bir değişiklik olacağını farkettim.

Vazgeçip salona döndüm tekrar.Kendime bir kahve yapıp bir de sigara yaktım.Efendi gibi Süper Lig'den maç özetlerini izleyeceğim...yarex..

February 3, 2010

Bırak Bu Rock'n Roll'u

Dün gece uyku tutmayınca bir fincan kahve yapıp pencerenin karşısına geçtim.Öğrencilerin tatilde olduğu zamanlar mahalleli huzur içinde erkenden uyur.Güzel bir sessizlik vardı.Bahçeli evin hemen girişine park etmiş 3 tekerlekli bisikleti görünce de bu sessizlikten hayal edilebilecek iyi şeyler çıkarabileceğimi düşünüyordum.En azından bisikletin iyi bir başlangıç olduğunu düşünmüştüm.Ama olmadı.

Yeni jenerasyonların nasıl yetiştirildiğini bilmiyorum ama bize hayata dair hesap kitap yapmayı öğretmediler.Bir Latin öyküsündeki goşo'nun hayata bakışı gibi yaşamayı öğrendik : "hayatı bir şarabı içer gibi yaşadık." Dolayısıyla belli bir yaşa gelene kadar " Nereye gidiyorum ben ?" diye sormayı akıl edemedik.

Bir kaç sene önce evin duvarına o günün tarihini atarken övünç kaynağı bir halt yediğimi düşünmüştüm.Ama dün gece o tarih gözüme ilişince bir can sıkıntısının, bir iç hesaplaşmanın içinde buldum kendimi.Hayatımdaki bir çok şey böyle olmuştur benim ; zamanında kendimi iyi hissetmemi sağlayan şeyler sonradan Karaman'ın koyunu olmuşlardır.Neden böyle bir hayatı seçtiğimi düşünürken aklımda "ben iyi bir insan mıyım ?" sorusu peydahlandı.Soruyu cevaplamaya çalışırken bisikletlerle ilgili bir çok anımı da erteledim ve hiç alakasız bu şarkı geldi aklıma .Sonra pencereyi kapatıp buz gibi kahveyi dökmek üzere lavaboya yollandım.
-yarex