May 23, 2010

Tavan Arası Aranıyor

Hududumu belli ettim komşu ülkeye.O günden beri ne arayan var ne soran...Prensiplerimi tavan arasına saklamış annem o günden sonra.Bulmam mümkün ama tavan arası yokmuş bizim evde.Bugün farkettim.Başka bir yer düşünemiyorum,hikayelerde hep bunu duydum.

Annemin,çok sevdiğim tişörtü saklaması ya da atmasıyla başlıyor hikaye.Hikaye dediğime göre uzun sürmeyecek belli,hadi yine iyisiniz.Çok eskimiş olabilirdi ama benim için değerliydi.Yeni bir tişört almaya mı gittim sizce?Hayır,var bir sürü tişörtüm.Hayır,onunla bir mağazada karşılaşmadık.

Çok sevdiğim tişörtüm yoktu artık.Dile kolay,beş sene boyunca giymiştim.Arkadaşlarımla buluşmam gerekiyordu.Uzun süre tartışamamıştım annemle.Ona tehditler savurarak çıktım evden.Kapıyı çarpmadım ama...Annem bir değişiklik katmıştı hayatıma.Bu durum rahatsız bir gülümseme kondurmuş ki suratıma,karşıdan gelen komşumuz başını salladı bana.

Ne yaptınız bana?Altı üstü bir tişört ya,acıyor musunuz yoksa?Bir kolumda bir arkadaşım diğeri de önden gidiyor başını öne eğerek.Elimi yüzüme götürdüm,bir ıslaklık...Durdum,düşündüm.Ah neyse ki yağmur yağıyor.Önden yürüyen arkadaşım da iki elinin arasına aldığı telefonda kız arkadaşına mesaj yazıyor.Ensesine vuruyorum bir tane,diyorum;ilgilenin ulan benimle.İlgili merci o değilmiş meğer,ters bir bakış fırlatıyor yüzüme.Diğerinin kolundan da kurtuluyorum şah mat hamlemle.

Şimdi bireysel bir çalışma içindeyim.Bireysel olarak yaptığım en başarılı iş,yürümek.Denedim,başardım.Daha fazlasını neden isteyeyim.Hep daha iyisini bulma gayesiyle kaç güzel sevgili bırakılmıştır geride...Aşk da kattım entrika da şu kısacık yazıma.İlgi had safhada...Ne olacak acaba bir sonraki safhada?Elimden dökülecek bir cümleye bakıyor aslında...Hayal mahsülüm,dökülen satırlara.Ben de babamın hayal mahsülü müyüm acaba?Bu safha sert oldu biraz.Neyse kendime geleyim.

Benim birileriyle tanışmam gerekiyordu değil mi?Yazının başında buna dair bir işaret vermiştim.Yalan söyledim.Aslında bunu da belli ettim.Suçlu değilim.Aşkta yalana yer yok derler ama buna hikayeleri asla dahil etmezler.

Bu hikaye yalnızca benim.Hikayeme ortak çıkmasın diye hayatıma kimseyi dahil etmedim...

erol çimen

May 17, 2010

MEMNUN KARGA

Dışarı çıkmak istiyorum diyordu.Kapılar açıktı.Çıkamadı,daha önce hiç çıkmamıştı.Çıkacağı kıçı kırık bir alemdi.İnsanları da bir alemdi.Kafiye olsun diye,gereksiz yere,farklı anlamlarda kullanılabilen iki kelimeyi iki cümlenin ardına koymaktan çekinmezlerdi mesela.Böyle biriyle tanışsa çekilmezdi dünya.


Bir dakika,bir dakika...Burası dünya,burada,üç aşağı beş yukarıda...Bir karga,yükseldiği gibi alçalıyor da.O çıkmıştı dışarıya.Bir memnuniyetsizlik belirtisi de yoktu çirkin suratında.Ben müdahale edeceğim burada kahramanıma.Bir karga,hiç memnuniyetini belli etmiş midir acaba?Susuyor kahramanım...İçimden diyorum,senin gibi kahraman olmaz olsun.Cevap vermesine de imkan vermiyorum aslında.Onu ikna ettim bu sorumla?Hala yanımda.Ben karışmadım hayatı boyunca,çıkabilirdi istediği anda.Ama cevap veremiyordu ki sorularıma.


Bir pencere vardı kendi dünyasında,karga geldi kondu ona.Uzun süre de havalanmadı.Orada durmaktan memnundu galiba.Kargalar memnun olur muydu acaba?Bir puro mu yakmalı yoksa?Ondan sonra bir sohbet başlasa kargayla,puromda.Külünü karga dökmeli bir kaç zıplamasıyla.Eğlenceli olur böylece karga için de benim için de...Kendimi alıyorum hemen bu düşüncemden.Güneşinde durmasın istiyorum dünyasının tek penceresine konan...Taş yok mu taş diye bağırıyorum.Abartmaya gerek yok diyor.Bu sefer o bana müdahale ediyor ve elime buruşturulmuş bir kağıt parçası tutuşturuyor.Haklıymış,rüzgarı bile yetiyor kargaya.Güçsüz bir tüy bırakıyor ardında...


Elimi güçsüz bırakıyorum bu hamlemle.Bir kuş uçuruyorum dışarıya...Elinde ne var diye soruyor.Full yalan diye cevaplıyorum gayet alçak bir sesle.Son zamanlarda söylediğim ender doğrulardan biri arasında.Bir daha soruyor elinde ne var diye.Elimi yumruk yapmışım uçup giderken karga.Yok yok bir şey diyorum.Yumruğumu açıyor ve içinden kırmızı bir top fırlıyor.Çok şaşırmış gibi davranıyorum.Alkışlarımın sesi giderek alçaldığında yeni bir numara yapma çabasında...


Müdahale ediyorum ona zira müdahale sırası bende.Bir fıkra anlatayım mı diye soruyorum ona.Kabul etmiyor ama numara yapmayı da unutuyor.Birbirimize öğrettiğimiz bu numaralara yeniden şaşırmamı bekliyor.Karga diyor,susturuyorum.Merak etme,halinden memnundur diyorum.Dünyamdan dünyasına sinyal gönderiyorum.Çağrıma karşılık alıyorum ve uzun zamandan sonra dışarı çıkıyorum...

Erol Çimen