July 17, 2012

Hadi Sus Artık!

Tekerlekli sandalyedeyim.Bana,peşi sıra güzel cümleler sıralıyor.İhtiyacım olduğunu düşünüyordu sanırım.Hissetmediğim şey sadece onun sözleriydi.
Tasavvur etmiştim birçok şey gibi bunu da.Nasıl hissedeceğimi de.Çok sıradanmış hayalim.
Ne düşünüyordu acaba bunları söylerken.
Tekerlekli sandalyedeyim.Ayağa kalkıp susması için bir tokat atsam,önce hangi duyguyu yaşardı acaba.
Şaşırmıydı,sevinirmiydi,kızarmıydı,gücenirmiydi?
Nasıl hissedeceği ne kadar umrumda olurdu.Tutumunu inatla devam ettiriyor,kayıtsız kaldığımı gördüğü halde,davranışımın sebebini çaresizlikle yaftalıyordu muhtemelen.Kim daha komik ve acınacak durumda acaba?
Benin hakkımda tek bildiği şey;şu anda tekerleki sandalyede oturduğumdu.Neyse ki kollarım sağlam.


Odaya doktor girdi o sırada,arkasından sessizlik.İşinin "Ehli" bakışları altında beni bir kez süzdü doktor.Sonra şu anda gözümde kurbağadan farkı olmayan farfaraya döndü.Doktorun,ona baktığında ne düşündüğünü anlamak Tanrı'yı anlamak kadar zordu.Yeniden bana dönüp "Birazdan çıkış işlemleriniz halledilecek.Sizin için yazdığım ilaçları isterseniz kullanın"dedi.
O zaman doktorun "Ehli" bakışlarının benim uydurduğum birşey olduğunu düşündüm,ilk defa yanılmıyordum hayatta ne de olsa.
Bu tekerlekli sandalye ile ellerimi kullanarak ne kadar hız yapabilirim dedim.
Fazla değil dedi.Fazla tatmin etmemişti bu cevap beni,biraz daha açık olmalıyım diye düşündüm.
Dalgalı,siyah saçlı,aşırı makyaj yapmış,kepçe kulaklı,boyu pigmelere yakın,dizlerine kadar bot giymiş,üstünde bir kaban,yağmurlu bir gün,düz bir yolda "Bu kadından"kaçmaya çalışıyorum,başarılı olma ihtimalim ne?
Fazla yok dedi doktor,ama bunu deneyebilirsin.
Deneyeceğim doktor şüphen olmasın.


adım yok benim.