May 31, 2007

yolunu kaybetmiş

3 yıl önce hocalarının sen tıp kazanırsın diyerek pof poflayarak lanet olası kendi geleceğimizi kendi elimizden alan 3 saate sığdırılmış ebesin amı kadar soru içinde boğuşarak umutlarımızı heyacanlarımızı kaybettiğimiz bir sınav sonrası işte burda ıspartadayım.hayatın elimizden aldığı pusulamızla kendi zincirlerini kırma çabasıyla tel örgülerin arkasından bakarcasına çaresiz ,tüm bunlara rağmen sabah tekrar doğmayı bekleyen güneş kadar ümitliyiz.o doğan güneş heryeri aydınlatmaya yetiyordu ama ya benim geleceğim üzerine gelince ortalık zifiri karanlık gözlerimdeki ışılıtıyı göremeyecek kadar.kahpe dünyanın anne rahminden itibaren ele geçirdiği yaşam pusulamızı artı keni elimize alma zamanı geldi.onun başını utanınırcasına öne eğerek şimdi ne yapacağını kestiremeden attığı adımları sayarak yürümesinin sebebi ne onu sökede bekleyen Yaşar Ünver in kömür ocağı ne Lütfiye Hanımın serzenişleri ne de aydın kuyumculuğun kahpesi.onun tek üzüntüsü dileklerini, sevdalarını ,heyecanlarını ümitlerini ve en önemlisi benliğini geride bırakması. kendini sökeden getirdiği kepçe kulaklı arkadaşını sadece yanında fiziksel olarak geri götürüyordu, ruhu beklentileri ve yaşama bağlılığı burda kaldı.onun savaşı kahpe hayattan kendi pusulasını alıp hayatını istediği gibi yönlendirip geleceğine umut dolu bakma isteyişi.o buraya dönmek zorunda çünkü o sadece kendini götürdü sadece o 2 bavula sığrıbildiklerini ya diğerleri ne olacaktı.......

Siteleri severim ama seni sevmem...

Bildiğiniz üzere evde internet keyfine varma şansım varken ,ben yalnızları oynadığım için kendimi bütün arkdaşlık sitelerinin içinde buldum ama aradığımı bulamadım.Komik değil,trajik ve düşündürücü tabi bu kısım bana ait.6 saata yakın arkadaşlık sitelerinde geçirdiğim vaktin sonucunda sıfırdan büyük ,daha büyük bir boşlukta kaybolurken ,beni en çok mutluluğa ulaştıran şey ,sitesini ziyaret ettiğim kızların kendilerini tanıtırken kullandıkları sıfatlar. (bence gerçekle alakası olmayan şeyler)Amına koyam hepsi mi Deli-Dolu ,Çılgın Eğlenceli olur ben hepsini sikerim delidolu olur eğlenirler,cinnet anım şu andır.Bu kadar mı çaresizsiniz be amına kodum insanları.Bir insan kendini başka birine böyle mi tanıtır yahu.Hepsi megolaman fahişelerin.("Bana yüz vermedikleri için böyle değil ,azıcık alakası var kabul")İnsanlar kendine burda sıfat veriyor herhalde.Sosyal yaşantısında içine kapanık,manyak, agresif ,iletişimi yok dialog kurdukları tek şey aynaları.Ama siteye girince tanrıça hepsi,yarrağımın antifirizleri(murat kaçar içime).....

HABERLER

Samsun 19 mayıs üniversitesinin F.E.F sünde nükleer kaçak tepsit edilmiş tek kişi canlı kalmıştır....

May 26, 2007

Hazırlanmadan önce hayaller gelir



Günler günleri kovaladı,ellerimde ki soğan kokusu çıkmadan q klavyeye dokundum.Tazeliği besleyen elmanın keyfini korumaya çalışan çılgın çocuk.Çok az kaldı farkındayım ve yine mücadele etmeden yorgun düşen gözlerim.Çaresizliğimle dalga geçen günler ve aşağılayıcı bakışların ardında ki ben ..Sabredecek gücü kalmayan bir it gibiyim.Yardıma gerek yok çok gururluyum ne kadar bilmesenizde aslımı koruyan tek şey ,kendimi yerimi tanıma çabası içinde keşfettiğim tek gerçek yönüm ,bilinmiyenlerin ardında.Onu üzmek istemiyorum ama o kadar umarsamaz davranıyorum ki ağlamak çözüm gibi gözüküyor.Kendimi kandırma konusunda öyle başarılı sayılmam ama geçen 3 yılın ardında bu da reddedilemeycek bir olay.Ne kadar korktuğumu attığım kahkalarda görebilirsiniz.Sizin sefilliğiniz benim çaresizliğimi yansıtıyor aslında.Herşeyin bu kadar açık ve net olmasının ardından gelen ellerimde ki bilinmeyen sonucun,tahmini yüksek sonuç olması kadar korkunç değil.Bu ince farkı keşfetmek senin güzelliğini tamamlarken beni ÇİRKİN KRAL yapar.Hayatın tadı olsa gerek ama dayanmanın sınırları ardındaki ben bu tadın acısını çekmek,herzaman sadece beni üzse keşke......

May 18, 2007


mersinliymiş hayır hayır ben erdemliliyim belli olmuyor mu memleketin en güzide ilçesinden en alışılmışın dışında farklılığın yücelttiği memleketim benim herşeyimle ERDEMLİLİYİM ben.Küçükken den beri süre gelen en korkuncu hala devam eden benim hiçbirşeyim olmadı.
onun ne topu ne bisikleti ne de mavi jeans bir t_shirtü oldu küçükken hep ezilen hep kaybedendi o, tanrının onu kutsamışlığından bihaber arkadaşlarının tıp okuyup onun ıspartada beş yanı dağlarla çevrili bir yerde matematik okumayı kaldıramıyordu.yüzündeki bu benliğini kaybetmiş gevşekçesine verdiği ifade erdemlilikten kurtulma çabasıydı onun.dudakalrı artık özlemle ilk öpüşeceği o untulmaz anı beklemekten yorgun düşmüş ,bezmiş ve azarak şaha kalmışcasına AYŞEN diyordu.ya o bir milyoncudan aldığı gözlükleri o da bilmiyordu neden taktığını ya hayatın acımasız kahpe yüzünü görmeye korkuyor sa;'gülenin tacı, bu gül çelengi tacı bizzat ben bu tacı başıma ,başıma koyuyorum ve gülüşümü kutsuyorum.bu işi yapacak daha güçlü adam bulamıyorum.Ve gerçekten, bir asılacak resim haline gelmedim ve henüz bir sütun gibi katı taştan ve yorgun değilim.ben parayı severim parayla kutsan mış onunla modifiye empoze edilen her şeyi severim. ben severim naciyi annesinin naciyi sevdiğinden öte bana SALAK diyişini'NAPAYIM BABA BEN BÖYLYİM'AAAAAA İŞİNİZİNİZE GELİRSE SİZ BİİLİRSİNİZ.
ÖZYÖN SÖZ GRUBU

May 17, 2007

Alışkanlıların üretimi


İsyanım kendi salaklığma ıspatlamak sizin elinizde değil kendi kabul gördüklerimin doğrultusunda uslanmak bilmezken saat ilerlemiş asıl yazmak istediklerimi hatırlamayacak kadar alkol ve kusmuğa boğulmuş olmamdır.İnkar etmek kendine zarardır sen sadece ve sadece gördüğüne inan masallar sırf bu yüzden oluşmadımı?Gerçekleri renkli karakterle anlatıp salak KARGA demekten öteye gitmemizi engellez mi?Sen ne kadar doğrusunda bana konuşuyorsun kusursuzluğa yaklaşan ben olurum sen konuştukça sen farkına varan kadar KEDİLER eşcincelliğ yaşamış olur sen MA olursun .Güzel annem ne güzel söylemiş sırtında hissettiğin soğuk ölümü kararsızlaşıtırır ben son güzelliğmi herkese farklı bir biçimde yapacağım kurallara uygun uamrsızca aaaaahhh resmin sadeliğinde ki ışığı yakalmaya çalış sen uzak dursanda O seni bulur hepimiz egolarımız şişerecek kadar mutlu olabiliriz.Sen reddetmeye çalışma asıl olan geçmişi yakalayamamaktır ,neyin çaldığının ne önemi var ben uykuyu özledim sen farkına varana kadar izmarit yanar ben uyurum nerde oldugunu bilmeden yollarda derbeder olurum benden beter olursun......

May 7, 2007

bahar hep yanımızdaydı ama yorgundu [iki önceki yazıya cevaben]

onemli olan o cadının içindeki masumluk değildi, nekadar kendinin farkında olduğu ve bundan zevk alıp almadığıydı. fakat sanırım cadı öldü yada kendini öldürdü yada öyle zannediyo. belki cadıyla ilgimiz olmadı hiç bu yüzden onu görmedik. belkide, hep görüyoduk ama farketmedik. aslında sorunumuz aslını kaybetme sorunu değildi de sadece aslımızın ne olduğu konusunda endişelerimiz var galiba vede bizden farklı herkez, sanki yaşamamaları gereken kişiler olarak göründü hep bize yada onlardan nefret ettik gereksizce hep, buyüzden yeniliklere açık olmayı öğreten öğretmenimizi de onun istemediği birşekilde, yani biz yeniliklere açık değiliz dermiş gibi, yani aşağılarmışcasına umursamadık ilgilendiğimiz tek şey onun söylemedikleriydi, bunu bize yaptıran şeytanmıydı yada şeytan diye bişe varmıydı diye düşündük bazen ama cevap açıktı "şeytan kendi içimizde", istediğimiz zaman onu dışarıçıkarıp sonrada sanki bunları biz yapmamışcasına suçu onun üstüne attık hep, kendimize günah keçisi dedik bazen sonra sorduk günah denen olgu neydi diye yine kendimize, bazen dedikki günah ilahi bir olgudur bazende günah denen birşey yoktur dedik, sadece insan olmanın, erdemin verdiği gücün ilahi olgulardan güçlü olduğuna inandık ve buna göre yaşadık biraz. en sonunda farkettik ki hayatın anlamında, hayatı anlama çabasının yattığını vede bu anlama çabasının artmasıyla hayata olan bağlılığımızın, önümüze çıkan her engelle savaşma gücünün arttığını gördük. savaşmak gereklimiydi sorunlarla diye düşünük, ve biraz pes ettik, sıkıldık hayattan sanki başa döndük yine sorduk hayatın anlamını, sanki bir çemberin kenarında yürüyomuş gibi cevap aynıydı. uyandık rüyadan sersem gibi, o uykunun mahmuluğuyla yaşamanın tadınna nasıl varabileceğimizi düşünük. sonra da etrafımıza baktık salak gibi. biraz uzaktan bir ışık geliyordu, herzaman ki gibi ona doğru yürüdük ve busefer bizden uzaklaşmadı bu ışık gittikçe yenilendik adeta, ve ışıgın sonunda karşımıza güzel yüzlü o çıktı ve tüm güzelliğiyle ve bizim kendimizi ona layık görmeiyişimizi umursamadan, tüm sevigsiyle elimizi tuttu, etrafındakileri umursamadan kocaman sarıldı bize ve dedi ki hayat bundan başka bir şey olamaz.

cem