March 4, 2010

ben değilim

Kapıya vurdum, kim o dedin. Benim diyemedim. Oysa kapıyı açman için benim diyebilmeliydim. Çünkü annenler evden çıkarken benim demeyene
kapıyı açmamanı öğütlemişlerdi. Ben yüzüne kapı açmayacağın kişilerden biriydim; benim diyemedim.
Ne bileyim belki de gerçekten ben değildim. Biraz düşüneyim... Evet ben değildim. Çünkü
kapının diğer tarafındaki sana benim diyebilecek kadar ben yoktu bende.
Oysa insanlar birine güvenebilmek için benimi yeterli buluyor çoğu zaman. Kimse sormuyor, tamam sensin fakat sen kimsin.
Kapıda benim diyebilen bencildir. Ona göre kapının ardındakinin beklediği kendisidir. Kapının diğer tarafındakini onun bilmediği özellikleriyle hayal kırıklığına uğratma ihtimalini bile bile, benim der.
Belki kendimi avutuyorum. Benim diyemezken, benim diyebilenleri eleştiriyorum. Dur yine kendimle çelişeyim ve eleştirmeye devam edeyim. Kim bilir içimde ne fırtınalar kopuyor,
ne sapkın düşüncelere sahibim. Sen bunları öğrenmeden sadece benim diyene açma kapıyı bence.
Biliyorum, ben ne dersem diyeyim sen yine açacaksın kapıyı sadece benim diyene.İçinde büyük bir kavuşma özlemi var. İyilik veya kötülük fark etmiyor. İyiliğe kapı açmanın tartışılacak bir yanı yok fakat kötülüğe de bir an önce kavuşmak istemen beni şaşırtıyor. Ne gelecekse bir an önce gelsin ki üstesinden gelebildikçe iyiye gider her şey ya da kötüye gidecekse bile gerisini ben düşünürüm diyorsun herhalde.

Oysa ben seni düşünüyorum, benim demiyorum ve kapının diğer tarafında bekliyorum…



"Gelirsem söylerim"





yazan: Erol Çimen
blog'a yazan: Cem

1 comment:

Anonymous said...

yazının girişi hoş olsada devamında geçen kapı kelimesi rahatsızlık verici okurken.